FUZULİ-LEYLA İLE MECNUN
KÜBRA DİLSİZ
TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ
BİRİNCİ
BÖLÜM : KONUSU VE HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Önce Arap Halk Edebiyatında ortaya çıkan daha
sonra yazıya geçerek mesnevilerin konusu haline gelen, Fars ve Türk
Edebiyatı’nda da çok sık işlenen,16.yy itibaren Türk Halk Edebiyatının anonim
halk hikayelerini de etkileyerek anonim bir halk hikayesine dönüşen meşhur bir
aşk hikayesidir.
Bu hikaye Arap
Edebiyatı’nda ortaya çıkmasına rağmen Fars, Türk ve Urdu [1]
Edebiyatı’nda daha çok sevilmiş ve üzerinde eserler oluşturulmuş, pek çok
mesnevisi de yazılmış bir öykü olmuştur. ‘’ Urdu yazarları tarafından Arapça
kaynaklardan ziyade Farsça’ dan aktarılan ve çeşitli şekillerde yön verilen
hikaye Hint alt kıtasının adet, gelenek ve kültürünün etkisi altında kalmıştır.
‘’ [2]
Arap Edebiyatı’nda gerçekten de yaşanmış bir aşk öyküsünden ortaya çıktığı
sanılan bu hikayeye dair yazılan ilk mesnevilerden belki de ilki olan
Nizami’nin yazdığı Leyla ile Mecnun mesnevisi ile Fuzuli’nin yazmış olduğu
Leyla ile Mecnun mesnevisi yazılan mesneviler içinde en güzel olanlarıdır.
Dünyevi bir aşkı anlatan bu hikaye Fars ve
Türk Edebiyatının usta kalemleri içinde ‘’Bedensel istek ve dünyevi arzuları
aşıp Tanrı’ya ulaşmayı konu edinen’’ tasavvufi bir aşk hikayesine dönüşmüştür.
Leyla ile Mecnun hikayesini ilahi aşka ulaşmak şekline dönüştüren
‘’mesnevilerde tematik olarak kahramanların beşeri aşktan, ilahi aşka
yönelişleri tasavvufi bir platformda ele alınır. Fuzuli’nin eserinde de Leyla
ile Mecnun’un şahsında ele alınan aşk teması, belli bir şuurla tasavvufi
çizgiye taşımıştır. [3]
Leyla ile Mecnun’un aşkına ve gerçek
hayatlarına dair rivayetlere göre böylesi bir olay hicretin birinci yılında
Arabistan yarımadasında yaşanmıştır. ‘’ Kays ile Leyla’nın ailesi ve kabilesi
Necid’ de çadırda yaşarlar. Kays ile Leyla çölde hayvan otlatırlarken
birbirlerini severler. Bu sevdanın duyulması üzerine Leyla’yı Kays’ a
göstermezler ve Kays için ıstıraplı bir hayat başlar . Zaman geçtikçe Kays’ ın Leyla’ya olan sevgisi daha da artar ve Kays
aklını kaybeder. Aklını yitirmesi ile Mecnun lakabını alan Kays, bilinmez bir
halde çölde hayvanlarla yaşamaya başlar. Onu iyileştirmek için ailesinin her
girişimi sonuçsuz kalır. Leyla Mecnun’a
olan aşkına daha fazla katlanamaz ve ıstırap içinde ölür. Mecnun ‘da
onun için ağıtlar yakıp aşkının acısını terennüm ederek çöllerde dolaşmaya
devam eder. Nihayet bir gün çölde ölüsü bulunur. [4]
Leyla ile Mecnun hikayesi, ‘’ Arap Edebiyatında 10.yy dan
itibaren ortaya çıkmış; Mecnun’a atfedilen şiirler, aralarına katılan mensur
parçalarla birbirine bağlanarak, bir hikaye haline getirilerek türlü adlar
altında toplanmıştır. ‘’ [5]
Leyla ile Mecnun
üzerinde ilk önemli eser Nizami’ye aittir. [6]
Leyla ile Mecnun İran’da 10.yy sonralarında Kitab’ül Agani ile yayılmış,
Genceli Nizami bu basit hikayeyi kurgulayarak olanlı bir hikaye şekline getirip
Leyla ile Mecnun’un ilk mesnevisini kaleme almıştır. [7]Dolayısıyla
yazılan tüm Leyla ile Mecnun mesnevilerinin Menbai Nizami’dir.
Pek çok şair
tarafından yazılan ve aynı temayı işleyen eserler içinde Fuzuli’nin Leyla vü
Mecnun mesnevisi şairlik yönü, üslubu, ustalığı, anlatım zerafeti, lirizm ve
sehli mümteni yönlerinden bir şah eser kabul edilir.
Ali Şi’r Nevai,
Edirneli Şahidi, Bihişti, Hamdullah Hamdi Ahmet Rıdvan ,Kadimi ve Celili ve
Tebrizli Hakini Fuzuli’den önce Leyla vü Mecnun temasını işleyen diğer Türk
şairleridir. Fuzuli ‘den sonra ise Larendeli
Hamdi , Salip, Halife, Atayi, Fa’izi , Örfi, Andelip ve Nakam bu
hikayeyi işlemiş olan Türk şairleridir.
İKİNCİ BÖLÜM :
LEYLA İLE MECNUN MESNEVİSİ’NİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Fuzuli’nin Leyla
ile Mecnun mesnevisinin ‘’mef’ülü mefailün feülün ‘’ kalıbıyla yazılmıştır.
Eserin yazılma tarihi 1535 ‘tir. Fuzuli bu eserini Bağdat valisi Üveys Paşa’ya
takdim etmiştir. [8] Eser
3096 beyitten meydana gelmiştir. Eserin dibacesi mensur olarak yazılmıştır.
Şair eseri muhtelif yerlerine gazeller ve murabbalarla serpiştirmiştir.
Eser klasik
mesnevi tertibinde yazılmıştır. Eser mensur bir giriş ile
(dibace-girizgah-önsöz) başlar. Tevhid, münacat , mi’raciye, na’t, sakiname Kanuni
Sultan Süleyman’a methiye , sebeb-i te’lif gibi bölümlerden sonra eserin asıl
bölümüne geçilir. ‘’ Asıl vakanın nakline 436.beyitten itibaren geçer. Buradan
itibaren 3 ana bölüm halinde mütalaa edilecek eser, 26 metin halkası üzerine
kurulmuştur. Birbirine ustalıkla bağlanan bu metin halkaları asıl vakayı teşkil
eder. Fuzuli bunlara bazı çerçeve vak’ayı teşkil eder. Bunlardan bazıları; Zeyd
ile Zeyneb’in aşkı, Leyla’nın İbn-i Selama anlattığı peri masalı; İbn-i Selamın
Mecnun’un bedduaları sonucunda ölmesi eserin sonunda yer alan Zeyd ‘in rüyası
olarak sıralanabilir.[9]
Eser de yer yer
gazeller ve murabbalar da bulunur. ‘’Fuzuli, eserinin yazılış sebebini
anlatırken İstanbullu birtakım şairlerin kendisinden bir Leyla ile Mecnun
hikayesi yazmasını istediklerinde bunu bir imtihan olarak kabul ettiğini ve
eserini kısa zamanda yazıp bitirdiğini söyler.
Fuzuli’nin
bahsettiği şairler Kanuni’nin Bağdat seferine katılan Taşlıca Yahya Bey, Hayali
Bey , Celalzade Mustafa Çelebi ve Üsküdarlı Aşki’ dir. ‘’[10]
Bilindiği gibi Taşlıca Yahya bu sefere görevli olarak katılmış, Hayali ise
Kanuni ve Pargalı İbrahim’in o yılların gözde şairidir.
Fuzuli Leyla ile
Mecnun’un klasik olay örgüsüne ve bilenen kurgusu ile ve mesnevi şeklinde ama
dini –tasavvufi bir karakterle işlemiştir. ‘’Fuzuli’nin Leyla vü Mecnun’u
edebiyatımızdaki en önemli lirik yapılardan biri olarak kabul edilmektedir.
Şair yapıtının ilk bölümlerinde aşkın yürekte açtığı derin üzüntü halini
aşıkların birbirine kavuşma isteği, aşk uğruna yapılan mücadeleryi ve tutkuyu
dile getirmiştir. Ancak yapıtın ilerleyen bölümlerinde sevgiliye ulaşamamanın
verdiği acının insan-ı kamile( olgun insan)giden yoldaki seyri sistemsel bir
biçimde okuyucuya aktarılmıştır. Bu sürecin son basamağı da aşk ateşiyle eriyip
ilahi birliğe yani Tanrı’ya kavuşmak olacaktır. ‘’
Fuzuli, Leyla vü
Mecnun’u yazarken Fars şiirinde Nizami, Hüsrev-i Dihlevi , Abdurrahman-ı Cami
,Hilali, Hatifi , Mektebi ve Süheyli gibi büyük sanatkarlarca işlenen
metinlerinden yararlanmıştır. Pek çok araştırmacı Fuzuli’nin bu eserini
yazarken en çok Nizami ve Hatifi’ nin eserlerinden etkilendiği üslup bakımından
da bu iki şairin üslubunu tesiri altında
bu eserini yazdığı görüşündedir. Hamdullah Hamdi’nin de bir nebze de olsa
Fuzuli’yi etkilemiş olabileceği düşünülebilmektedir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
: LEYLA İLE MECNUN’UN ÖNEMİ
Fuzuli’nin Leyla
ile Mecnun adlı eseri hep doruklarda kalmış bir şah eser olarak görülmüş ve
Türk insanın gönlünde büyük bir yer tutmuştur.
http://www.edebiyadvesanatakademisi.com/edebiyad/1267-fuzuli_leyla_ile_mecnun_mesnevisi.html
,Erişim Tarihi:04.01.2016
[1] Hanif
Fauq,LEYLA ve MECNUN,cilt 27;s:162
[2] Hanif
Fuaq,LEYLA ve MECNUN;cilt 27;s:162
[3] Ensar
KILIÇ,Fuzuli;Yaşamı,En Güzel Şiirleri,Edebi kişiliği ve
Eserleri,http://simitcay.com/2013/03/22/fuzuli
[4] Pervin
ÇAPAN,FUZULİ’NİN LEYLA VÜ MECNUN’UNDA TEMATİK OLARAK
AŞK,http://www.turkishstudies.net/Makaleler
[5] DURMUŞ, İsmail(2003),’’Leyla
ve Mecnun ‘’,İslam Ansiklopedisi, C.27,TDV,Ankara
[6] Pervin
ÇAPAN,FUZULİ’NİN LEYLA VÜ MECNUN’UNDA TEMATİK OLARAK AŞK ,http://www.turkishstudies.net/Makaleler
[7] Agah
Sırrı Levend, Arap, Fars ve Türk Edebiyatlarında Leyla ve Mecnun Hikayesi,s.6-7
[8] Pervin
ÇAPAN, agy.s.3 (pdf)
[9] İskender
Pala, LEYLA vü MECNUN,TDV İA,cilt:27 ;s.163
[10] PERVİN
ÇAPAN,agy.s.4 (pdf)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder